1997 yılında iki bilim adamının çalışmalarıyla yapılan klonlamada üç koyun kullanılmıştır. Bu koyunlardan koyunlardan birinin yumurta hücresinin çekirdeği diğer koyunun vücut hücresi içine aktarılmış yeni oluşan hücre başka bir koyunun döl yatağına yerleştirilmiştir. Oluşan yeni kuzu ikiz gibi aynı özelliklerde ve dış görünüştedir. Bu olaya klonlama aynı genetik özellikteki canlıya ise klon denir. Yurtdışında ilk klon kuzu Dolly bu yöntemle üretilmiş ancak bağışıklık sistemi gelişmediği için uzun süre yaşayamamıştır. Daha sonra Ankara Üniversitesi’nde klonlama çalışmaları yapıp Türkiye’nin ilk klon kuzusuna Oyalı adını vermiştir.
KLONLAMA NEDENLERİ
Klonlamada asıl amaç kalıtsal özelliklerde istenilenlerin bol miktarda ve kolay yoldan elde edilmesidir. Zira klonlar bazı hastalıkların tedavisinde kullanılabiliyorsa avantajlıdır. Sonraki yıllarda yapılan çalışmalar başka canlılarda da denenerek klonlama yoluyla üretilen canlı çeşidi artmış ve klonlama teknolojileri gelişmiştir. Bu teknoloji sayesinde insandaki kısırlık sorununun çözümünde katkı sağlanmıştır. Aynı teknoloji bitki klonlaması içinde kullanılmıştır. Havuç bitkisinin farklılaşmış kök hücreleri alınarak laboratuar koşullarında doku kültüründe geliştirilip genetik yapısı ata havuçla aynı özelliklere sahip bitki üretilmiştir.
Soyu tükenmekte olan türlerin nesillerinin devamını sağlamak için yapılır. Bu türlerin genetik çeşitliliğini korumak amacıyla vücut hücreleri saklanmış hayvanlar klonlanabilir. 1999 yılında bilim adamları soyu tükenmekte olan bir canlıya ait daha önceden dondurulmuş embriyoyu başka bir canlı türüne naklettiler. Bunun sonucunda sıradan bir ev kedisi Afrika vahşi kedisi doğurmuştur.
